Kafes Kuşlarında Mantar Enfeksiyonu

Candidiasis, kafes kuşlarında Candida albicans adı verilen bir mantar türünün yol açtığı enfeksiyonların genel adıdır. Bu mantar türü normal çok az sayıda bütün kuşların sindirim sisteminde bulunur ancak enfeksiyona neden olmaz. Eğer bu mikroorganizmanın sayısı artarsa veya sindirim sisteminde bir hasar varsa, sindirim sisteminde, gaga ve solunum sistemi gibi diğer organlarda, deri, tüy, göz ve üreme organlarında da enfeksiyon oluşur. Candida enfeksiyonları muhabbet kuşlarında ve papağanlarda çok daha nadir görülür.

Mantar, daha ziyade genç kuşlarda ve bağışıklık sistemi zayıf olan hayvanlarda ortaya çıkar. Mantarın oluşma riskini arttıran faktörler çok çeşitli olabilir:

* Kursağın geç boşalması

* Uzun süreli ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı

* Kafes temizliğine dikkat edilmemesi

* Vitamin A yetmezliği

* Hatalı beslenme

* Stres, ortamda sigara içilmesi, travma ve bazı virüs enfeksiyonlarının yol açtığı tahribatlar.

Hastalığın belirtileri yerleştiği organa göre değişiklik gösterir. Tek bir organda olabileceği gibi, birkaç organa aynı anda yerleşebilir. Ağız ve gaga bölgesinde olduğunda ağız kokusu ve ağızda beyaz plaklar oluşur. Enfeksiyon genellikle alt ve üst gaganın birleştiği açıda oluşur. Gagadaki hastalıkta yemi geri çıkarma, iştah kaybı ve halsizlikle birlikte depresyon izlenir. Gaga kalınlaşır, yemin kursağı geçişi gecikmeye başlar.

Enfeksiyon, sindirim sisteminin alt bölgelerine yerleştiyse, sulu dışkı, kusma, kilo kaybı, iştahsızlık ve depresyon görülür. Solunum sistemindeki mantar ise burun akıntısı, ses ve ötüş değişiklikleri, solunum güçlüğü ve kolay yorulma gibi belirtiler izlenir.

Hastalığın teşhisinde mantarın miktarı ve belirtilerin tespiti önemli. Tedavi olarak veteriner hekiminizin seçimine ve önerisine göre antifungal ilaçlar kullanılır. Hastalığa zemin hazırlayan stres, kötü bakım ve beslenme gibi koşulların düzeltilmesi de hastalığın iyileştirilmesinde çok önemli rol oynar.

Kafes Kuşlarında Halkalı Kurt Enfeksiyonları

Askarid olarak bilinen halkalı kurtlar kuşların sindirim sistemi, solunum sistemi, kalp ve dolaşım sistemi, damarlar, beyin ve merkezi sinir sistemi, göz ve diğer yumuşak dokular gibi bir çok organa ve dokuya yerleşebilir.

Yumurta yoluyla bulaşan bu parazitler papağan ve muhabbet kuşlarında daha sık görülür. Ağız yoluyla alınan yumurtalar kuşun ince bağırsaklarında açılır ve içinden çıkan parazitler önce larva ve daha sonra da ergin hale gelirler. Dişi parazitler tarafından bağırsakta yumurtlanan yumurtalar kuşun dışkısı yoluyla aynı şekilde çevreye yayılırlar. Yaşadıkları ortam nemli ise uzun süre canlı kalabilirler.

Askaridler kuşlarda ishal, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtilerle seyreder. Bazı kuşlarda kusma veya aşırı miktarda dışkı yapma da görülür. Şiddetli ve aşırı miktarda olan parazitler sindirim sisteminde tıkanmaya ve bunun sonucunda kuşun ölümüne yol açabilir.

Hastalığın tedavisinde veteriner hekiminizin önereceği ilaçları kullanmalısınız. Tedavi genellikle 10-14 gün içinde tekrarlanır. Kuşun yaşadığı çevreden yeniden parazit almasını önlemek amacıyla kafesi, suluklarını, oyuncaklarını ve kullandığı tüm malzemeyi dikkatlice temizlemeli veya değiştirmelisiniz. Parazit yumurtaları dezenfektanlara karşı oldukça dirençlidir ama sıcak buhar uygulaması ile yumurtalardan garantili olarak kurtulabilirsiniz.

Kuşunuzun parazit enfeksiyonlarından korunması için düzenli olarak dışkı ve parazit muayenelerini ihmal etmeyin. Ayrıca kafesinde ve yaşam alanındaki hijyenin korunması ve varsa ortamdaki aşırı rutubetin dengelenmesi önerilir.

Kuşlar İçin Mama Tarifi

Elle mama hazırlanması hem kolay hem de çok zordur. Kolay olması eldeki malzemelerden oluşturulabilir. Yalnız burada dikkat edilmesi kuşların gereksinimini sağlıyacak hemde onlara zarar vermeyecektir. yanlış bir alışkanlık mama hazırlanırken bebe bisküvisi veya diğer bisküvilerden içine konmaktadır. Söz konusu bisküviler bebek ve insanlar için hazırlandığından içindeki şeker , tuz ve vitamin ile mineral oranları çok farklıdır. Onun için evde mama hazırlarken bu mamalarda kullanacağınız bisküviler diyet (şekersiz) türde olanlardan da olması tavsiye olunur. Çünkü şeker oranının ayarlanması çok önemlidir.

Kısaca bir mama tarifi vermek gerekirse bir yumurta sarısı, iki diyet bisküvi, 1-2 damla balık yağı, yarım çay kaşığı bal karıştırılarak yapılabilir. Çiftleşme dönemlerinde bu mamanın içine mürekkep balığı kemiği tozu veya CeDe Mineral gibi petshop larda hazır satılan diğer minerallerden karıştırılabilir. Ayrıca bu mamaların içine yarım çay kaşığı haşhaş nijer gibi tohumlar karıştırılabilir. Aynı mamaya renk kanaryaları için içine kırmızı salçalık biber veya havuç katılarak renk maması şekline dönüştürülebilir.

Fakat gerek kırmızı biber gerek havuç kuşun tüylerinde homojen bir dağılım sağlamaz. Hele yarışmalara sokulacak kuşlarda bu tavsiye edilmez. Bu mamaların hazırlanmasında karışım oranlarının ayarlanması, maliyet ve zaman kaybı düşünülürse hiç de ekonomik olmadığı görülecektir. bunun yerine piyasada satılan hazır mamaların kullanılması hem sağlık hem güvenlik hem de ekonomi açısından ön plana çıkmaktadır.

Kuşlarda Tüy Değişimi

Çiftler halinde beslenen kuşlar tüy dökme döneminde birbirlerinin baş, sırt gibi tek başına erişemeyecekleri yerlerini temizler ve kaşırlar. Tek başına yetiştirilen kuşlara ise sahipleri yardım etmeli, güven sağladıktan sonra yavaş yavaş başlarını kaşımalıdır. Bu işlem nazikçe yapılmadığı zaman yeni tüylerin dış keratin tabakaları zedelenebilir. Banyo yaptırılarak kuşların rahatlaması sağlanmalıdır.
Papağanlar cinsel olgunluktan önce pek çok kez tüy değiştirdiği halde, ispinozlar ilk tüy değişiminden sonra cinsel olgunluğa ulaşırlar. Genç kanaryalar ise, 2 aylık yaşta ilk tüy değişimine girerler.
Şiddetli bir tüy dökümü özellikle papağanları çok etkiler, hayvanlar durgunlaşır ve konuşmayı keser. Hayvanlar, tüyler dökülüp yerine yenileri çıkarken huysuz olur ve kaşınırlar.
Kanaryalar ve ispinozlar, hazır ticari yem ve mamaları severek tüketirler. Bunlara tüy dökme döneminde haşlanmış yumurta, bira mayası,irmik, bebek bisküvisi veya mısır unundan oluşan bir karışım verilebilir. Kuş yemi ve darı tohum karmalarına giren başlıca yem türleridir.
Renk mamaları: Bazı kuş sahiplerinin göz zevkine uygun olarak tüylerin parlak ve değişik renklerde olması için renk mamaları kullanılır. Bu mamalar düzenli verilmediği taktirde tüyler göze hoş gelmeyen renklere sahip olabilir. Bu durum bir sonraki tüy döküm mevsiminde ancak düzelebilir. Özellikle tercih edilen kırmızı ve turuncu renk pigmentleri ticari renk mamalar içinde yer alabilir. Bunun yanında beta karoten, kırmızı biber, havuç, domates gibi gıdalarda doğal turuncu renk pigmenti vardır.
Özet: Bu makalede, kafes kuşlarının sindirim sistemi, tane yem yiyen kuşlar ile besinlerini öncelikle çiçeklerdeki polen ve nektar gibi yumuşak yemlerden sağlayan kuşlar ele alınmıştır. Söz konusu kuşların yetiştirilmesi, beslenmesi ve beslenme bozukluğu sonucu oluşan hastalıkları ve tüy dökme dönemi beslenmeleri incelenmiştir.
Dane yem yiyen genç ve damızlık hayvanların rasyonlarında proteinden zengin yağlı tohumlar yer almalıdır. Bu hayvanlara yumurta katkılı gıdalar, pişmiş karaciğer, yağsız peynir verilebilir. Yeşil yem katkıları olarak maydanoz, marul, ıspanak, havuç, elma gibi gıdalar verilmelidir. Tüy çekme ve kanibalismusa engel olmak, kondisyonlarını korumak ve kuluçka verimini artırmak için yumurta, yonca unu, embriyolu yemler, vitamin ve mineralden oluşan yem verilmelidir. Kalsiyum kaynağı olarak yumurta kabukları sunulur. Yağ ilaveli gıdalardan kaçınılmalıdır.

Kuşlarda Bit Ve Diğer Parazitler

Evde beslediğimiz kuşlarımızda en çok sıkıntı çektiği durumlardandır kolay  görünmeyip iyi saklandıkları için evimize getirdiğimiz herhangibir nesneden,yeni bir kuştan kısaca dışarıdan getirdiğimiz her şeyden rahatlıkla bulaşabilirler.
Kuşların kanlarını emerek beslenirler,özellikle kuluçka dönemlerinde hızla artarlar ,yavru kuşların kanlarını emerek ölümlerine dahi neden olabilirler.
Kuşları özellikle gece rahat uyutmazlar ve kanlarını sömürürcesine emerler hayvanlar rahatsız olup sık sık gece çırpınıp dururlar .
Bitin oluşumunu kolay anlayabiliriz,kuşu elimize alıp kanat altına ya da boynunun tüy aralarını açtığımızda rahatlıkla görülür.Kuş sürekli bir kaşınma halindedir.
Diğer bir yöntemi beyaz pamuk yada bezi kafesin bir köşesine koyduğunuzda buraya birikeceklerdir.
Özellikle yuvalıklar,tünek delikleri sık barındıkları yerlerdir.
Tedavisi kolaydır bir-pire ilaçları yer yerde bulunabilir ancak kullanımında dikkat edilecek husus yemlerine suluklarına göz ve ağızlarına değdirmemek gerekir ilaçları.
Kafes temizliği gerekir sıcak suyla tünekler yıkanmalı gerekirse yuvalık atılmalıdır.

bit

Kuşlarda Kuruma Hastalığı

Papağanların,kanaryaların,finch ve muhabbet kuşu gibi pet hayvanlarının sık karşılaştığı hastalıklardandır ve günümüzde hızla yayılmaktadır ,önceleri bunun bakteriyel bir hastalık olduğu düşünülsede Aslında bakteri değillerdir,bunlar tam sınıflandırılamamış fungus yani mantardır.Bu mantarlar hastalık oluşturmadan da kuşların bağırsaklarında bulunmaktadır.Araştırmalar ortalama muhabbet kuşlarının %50 sinde bu mantarın olduğunu göstermektedir.
Hastalık memelilerde yok denecek kadar azdır sadece kedilerin burun sıvılarında ve akciğerlerinde rastlanmıştır.
Bulaşma : Bulaşma şekilleri tam olarak bilinmemektedir ancak dışkılarından ,ağız akıntılarından ya da oral şekillerde bulaştıkları düşünülmektedir.
Bazı kuşlar direnç gösterse de bunların genetik olarakhastalıkları taşıdıkları taşıyıcı olarak bulaştırdıkları görülmüştür.

Belirtileri: Hastalığa yakalanan kuş tükettiği besinlerden faydalanamaz ve zayıflar.
Hareketsizleşmeye başlar ve iştah kaybına uğrar.
ishal ve kusma da sık görülen belirtilerdendir.
Tedavisi çok zordur klasik antibiyotiklere cevap vermez iyileşme göstermez.Penisilin ve diğer grup antibakteriyeller (ylan;pulmotil;ampicillin;flagyl;nifkol vb)bu hastalıkta etkisizdir.
Hastalığa yakalanmadan önce korunma çok önemlidir bunun ilk anahtarı temizliktir temiz su ve temiz yem verilmeli  hasta kuşlar tecrit edilmelidir.

kuruma7xo

Saka Kuşu

Tüm dünyada yaygın olarak bulunabilen özellikle Avrupa da bolca bulunan ve çok zengin türlere sahip olan saka kuşu renkli görünüşü ve muhteşem ötüşüyle hayvan severleri cezbetmiştir.
Uzunluğu 13cm, kanat erkekte  78- 74mm, dişide 74-80mm. dir. Ağırlık erkek ve dişide  13- 19 gramdır.
Ergin erkekte yüz maskesi kırmızı, başın üst kısmı, ense ve gaga dibi siyahtır. Kulak bölgesi, gerdan ve göğsün bir kısmı (daima kapalı olmayan iki tane kahverengi kursak bandı vardır), karın ve kuyruk üstü tüyleri beyazdır. Sırtı kahverengindedir. Siyah renkteki kanatların üzerinde sarı renkte büyük bir leke vardır. Uçma tüylerinin uçlarında beyaz lekeler görülür. Kuyruk siyah renktedir. En dıştaki ikişer kuyruk tüyünün iç vestilumlarında beyaz renkte büyük oval  lekeler vardır.
Ergin dişi, ergin erkeğe benzer.
Gençken henüz başındaki siyah ve kırmızı leke yoktur,yaşadıkları bölgeler genelde açık ormanlar dere göl kenarlarıdır.Tohum böcek deve dikeni gibi yiyecek türlerini çokça tüketirler.
Türkiyede bir çok türü mevcuttur bunlar
1- Kömürcü Sakası
2- Akgerdan Sakası
3- Kasım Sakası
4- Mart Sakası

Saka Kuşlarının Ötme Şekilleri

Saka kuşları ötümlerine aşağıdaki önlerle (ön çıkışlarla) başlarlar:

1-  Çipetpet
2-  Velis velis
3-  Veste veste
4-  Çel çel
5-  Veç veç
6-  Pli pli pliy
7-  Piçüvi piçüvi
8-  Cibili cibili
9 – Pli pli

erkek kuşlarda kızgınlık belirtilerinin en neti Kızgınlık döneminde kuşun ayaklarındaki normal siyahlık da açık kırmızı renge çevrilir. Kızgınlığın sona ermesi halinde bu açık kırmızı renk kaybolur ve tekrar tabii rengi olan siyaha döner.
Sakalar tutuldukları zaman sık sık evcil hayata dayanamayıp ölürler bunu engellemek için çam fıstığı verilmelidir
Sakaların satışları tutulmaları yasaktır bilinçsizce yakalanıp küçük kafeslere hapsetmek bu hayvanlara yapılacak en büyük zulümdür ama malesef bunu ülkemizde engellemek güçtür .
Eğer beslenilmek isteniyorsa doğadan yakalananlar yerine  bilezikli olan ve bir üreticiden temin edilmesi en doğru olanı olacaktır.
Gold_Finch_Carduelis_carduelis

Boz Kaz – Anser Anser

ülkemizin bazı bölümlerinde de bolca bulunun vücut yapısı olarak en büyüğüdür diyebiliriz.

Ağır cüssesine rağmen çok hızlı bir kuştur.
Vücut uzunluğu 75-90 cm.dir,gagası ve ayakları pembe renklidir,uçarken karın altı pürüzsüz boz renklidir,sakarca kazında enine çizgiler barizdir,gaga dibinde sakarca kazında olduğu gibi beyaz bölge yoktur,uçarken kanat örtü tüyleri açık grimsi,uçma tüyleri koyu renkli gözükür,sakarca kazında alttan kanat örtü ve uçma tüyleride koyu renkte gözükür. Yurdumuzda kışın sürüler halinde,daha çok ortaanadoluda ki göllerde gözlenmektedir,ülkemizde kışın tüm sulak alanlarda yaygın olarak gözlenmektedir,özellikle başta tuz gölü havzası ve civar göller olmak üzere,van gölü havzası,çukurova ve göksu deltaları ile trakyada yaygındır. Tek eşlidirler,5-6 yumurta bırakırlar,kuluçka süreleri 27-28 gün sürer,yavruları yaklaşık 45 gün sonra uçmaya başlarlar,ekili alanlarda,bitkiler,tane ve tohumlarla beslenmektedir

BOZ KAZ boz-kaz-39490

Sülün

Erkek ve dişileri ayırt etmek kolaydır,dişiler  genelde kahverengi ağırlıklı renklerde olurken erkekler çok çeşitli renklerde olabilirler.Renkleri ve küçük farklılıkları nedeniyle türlere ayrılırlar.
En çok bilinen bayağı sülün (Phasianus colchicus) dünya üzerinde hem doğal alanlarda bulunur hem de çiftliklerde yetiştirilir.

bayağı sülün
Yurdumuzda doğal olarak Samsun, Sinop, Zonguldak, Sakarya, Kocaeli, illerinde, İstanbul’un Şile, Terkos, Beykoz, Sarıyer, Çatalca, Kırklareli’nin Vize, Saray, Tekirdağ’ın Çorlu Çerkezköy, Bursa’nın Karacabey ve M. Kemalpaşa ilçelerinde bulunur.
Bitki tohumları ,filizler ve meyvelerle beslenirler protein açısından zengin olan larva ,kurtçuk gibi besinleri de kaçırmazlar.
Erkekler ve dişiler ayrı gruplar oluştururlar .Erkeklerin gruptaki birey sayıları 10 kadarken dişiler 30 ‘a kadar çıkabilirler.
Sülünler protein olarak kanatlılar içinde en zengin olanıdır.Az yağlı ve kalorisi düşüktür.genelde sonbaharda tercih edilir.
sülün 1

Zoolojik Sınıflandırmadaki Yeri Ve Sülün Irkları
Sülünler zoolojik sınıflandırmada tavuklar ve bıldırcınlarla birlikte Aves (kuşlar) sınıfında ve phasianidae (sülünler) familyasında yer alırlar. Bu familyada bulunan phasianus genusundan çok sayıda sülün türü vardır. Sülünler doğu kökenli olmalarına karşın, Avrupa ülkeleri, Birleşik Amerika ve Kanada iklimleri ne başarı ile uyum gösterebilmişlerdir. Tarihsel kayıtlara göre sülün Avrupa’ya M:Ö: 1300 yıllarında getirilmiştir. Başlıca sülün ırklarının özellikleri aşağıda sırasıyla belirtilmiştir.

Siyah Boyunlu Sülün (Phasianus colchius) : Kaynağı Karadeniz Bölgesidir. Batı Avrupa’ya buradan götürülmüş ve yetiştirmeye alınmıştır. Erkekte omuzlar, butlar ve vücudun arka kesimi kahverengidir. Vücudun diğer kesimleri bakır kırmızısı, baş ve boyun ise koyu yeşildir. Dişilerde tüm vücut koyu kımızımsı renkte ve koyu beneklidir.

Moğol Sülünü (Phasianus mongolicu s) : Kaynağı Orta Asya’dır. İri yapılı bir sülün ırkıdır. Erkekte boyun menekşe renklidir. Geniş ve beyaz renkli gerdanı vardır. Omuzlar ve vücut tüyleri genellikle yeşilli koyu kırmızı renktedir. Dişide ise renk pembemsi sarı veya gölgeli kahverengidir. Sırt ve butlarda belirgin siyah benekler bulunur.

Boyun Halkalı Sülün (Phasianus torguatus) : Kaynağı Çin olmakla birlikte Kuzey Amerika’da yoğun olarak yetiştirilmektedir. Orta büyüklükte bir sülündür. Boyunda halka şeklinde beyaz renkli tüyler bulunmaktadır. Erkeklerde gerdan geniş ve beyaz, göğüs koyu kırmızı, sırt bölgesi sarı, omuzlar gri, yanlar portakal ve arka kesim yeşil renklidir. Böylece erkeklerde değişik çok renklilik egemendir. Dişiler ise vücudun tüm bölgelerinde değişik tonda kahverengi veya gölgeli kahverengi taşırlar.

Formosan Sülünü (Phasianus formosanus) : Erkekler renk yönünden P. torguatus’ a benzer, fakat daha mavimsidirler ve renkleri parlak değildir. Dişilerin tek farkı ise göğüs bölgesinin solgun renkli oluşudur. Yani vücudun diğer kesimleri gölgeli kahverengidir.

Altın Sülün (Chrysolop hus pictus) : Orta Çin kökenli ve dünyada en çok tutulan ırktır. Güzel görünüşlü ve parlak renklidir. Yetişkin erkeklerde ibik, sırt, gaga ve incikler sarı, yanlar siyah çubuklu portakal renkli, örtü tüyleri yeşil ve kanatlar mavidir. Omuzlar, arka kesim ve alt kesim derin koyu kırmızı renklidir. Kuyrukta kahverengi egemendir. Dişiler ise siyah çubuklu sarı renklidir. Evcil yaşamda ve küçük bölmelerde yetiştirmeye çok elverişlidir.

  • Sülünler bıldırcın ve keklik türü kuşların kuzenleridir.
  • Kökenlerinin ait olduğu bölgede 34 farklı ırk sülüne rastlanmıştır.
  • Erkek sülüne horoz, dişi sülüne tavuk denir.
  • Sülünler, artan vücut ısısından kurtulmak için hızlı bir şekilde nefes alıp vermelidir.
  • Sülünler 48 mil/saat hızla uçabilirler.
  • Sülünlerin yaşaması için nemli bir iklime ihtiyaçları vardır. Nitekim bitkilerin üzerindeki su damlaları ve böcekler ile beslenirler.
  • Sülünler harem usulü bir hayat sürerler. Her erken sülünün 3–7 arasında değişen sayılarda dişisi bulunur.
  • Yumurtlama döneminde dişi sülün kalsiyum ve proteine ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç erkeğin 10 katıdır.
  • Sülün yavruları doğumdan sonraki 2 hafta içerisinde uçmalarını sağlayacak tüyleri çıkmış olur.
  • Sülünler göçmen kuşlar değildir. Aşırı sıcaklarda bile bölgelerinde kalmayı tercih ederler. Kötü hava koşullarında yemek yemeden 1 hafta kadar tünekte kalabildikleri bilinmektedir.
  • Sülünlerin başlıca düşmanları tilki, rakun, baykuş ve insandır.
  • Yaz mevsiminde sülün yavruları bir yetişkinden daha fazla beslenir.
  • Bahar mevsiminde dişi ve erkek sülünler arasındaki olan 3’e 1’dir.
  • Tehlike anında sülünler uçmak yerine hızla koşmayı tercih ederler.
  • Sülünlerin ancak %30’u bir yıl yaşar. Bu oranın ancak % 2-3’ü 3. yaşını görmektedir.
    sülün

Bıldırcın

İkinci dünya savaşının zararları insanlar gibi bir çok hayvanı da etkilemiş,bir çok hayvan nesli tükenmiş kimisi ise tükenmeye yüz tutmuştur.Bıldırcın da bu savaştan etkilenmiş özellikle Japonya da seslerinden dolayı yetiştirilen bıldırcın türü yok olmuştur.
Savaş sonrası Bıldırcınları tekrar çoğaltmak için çalışmalar yürütülmüş neslin devamı için yabani türlerden de faydalanılmıştır.sürüler vücut ağırlığı ,yumurta sayısı,tüy rengi gibi faktörler bakımından selekte edilmiştir.

bıldırcın yavru
Vücutlarının küçüklüğü dolayısıyla tavuklar gibi tercih edilmemiş ancak özel zevkler için beslenilmesi avlanılması açısından Avrupa da sevilen bir tür olarak üretimi devam edilmektedir.

Evcil bıldırcınlar tabii kuluçka özelliklerini kaybetmişlerdir,suni olarak çoğaltılmaktadırlar.Kuluçka süreleri 17-18 gündür .
Makineyle üretimde ısı derecesi 37.5 °C olmalıdır.

ilk 14 gününde yumurtalar her 2-4 saatte bir kez ya da günde en az 5 kez çevrilmelidir. Otomatik çevirme yapılacaksa saatte bir kez yapılmalıdır. Son iki gününde yumurtalar çıkış bölmesinde tutulurlar. Kuluçkanın 5-8. gününde yumurtaların ışığa tutularak muayene edilmesiyle dölsüz yumurtalar ile embriyo ölümleri belirlenebilir. Kuluçka öncesi embriyonik ölümler 3 haftalık depolama süresini aşan hallerde belirgin şekilde artmaktadır.

bildircin bildircin-yumurtasi-faydalari

Keklik

Keklikler Sülüngiller familyasındandır.Bir çok türü mevcuttur.Ağırlık boyut açısından güvercinlere benzerler.Göçmen değildirler toplu olarak veya eş olarak dolaşabilirler.Renklerinden dolayı fark edilmeleri zordur,doğayla uyum içinde yaratılmışlardır renklerinden dolayı iyi kamufle olmuşlardır yaşadıkları çevreye.onları ele veren en önemli ayrıntıları ayaklarının ve gagasının kırmızı olmasıdır.özellikle kışın kar üstünde bu onların kolay fark edilmesini sağlayan tek unsurdur.

SAMSUNG DIGITAL CAMERA
Tavuklar gibi tohumlar ve buğday başaklarıyla beslenirler bu yüzden ekinlere zarar verebilirler.
Dişiler 25 günlük kuluçka süresinden sonra yavrularına kavuşurlar.Yavrular büyüdüğünde de anne babalarını terk etmezler.Dişi yavrularla aşırı ilgilidir.12 ile 15 yumurta arasında yumurta yapar.
Keklik eti ülkemizde sevilen bir tür olduğundan sık sık avlanılır.Sadece insanlar tarafından değil yabani etçil hayvanlarda bolca keklik avlarlar.
Genellikle “sürek” veya “arama” usulü ile avlanır. Sürek avında keklik sürüleri çevrilerek belli bir yere toplanır ateş çemberine alınarak avlanır. Aramada ise sürü çevreye dağıldıktan sonra köpekler yardımıyla tek tek bulunup avlanır. Kafese bir erkek keklik konulduğu taktirde, sesini duyan çevrenin erkek keklikleri bununla kavga etmeye gelince avlanabilirse de bu usul avcılık yasalarına aykırıdır. Yumurtalarını toplama ve “güme” denen su kenarlarında pusu kurma usulü de uygunsuzdur.
keklik-yumurtasi

ehlike anında erkek keklik yavru ve dişiyi kurtarmak için ölüm pahasına gürültüyle havalanarak avcıları peşine takar. 15-20 yıl kadar yaşarlar.
beyaz-keklik1

Çulluk

Çulluklar Türkiye’de Trakya, Marmara, Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgeleri ormanlarında kış göçmeni olarak bulunur.
Çulluklar genellikle toprak kurtları,böcekleri ve bitkisel maddeleri yer. Gagalarıyla yumuşak toprağı karıştırarak veya çamurlu toprağa sokarak uzun dilleriyle kurtçukları bulup yerler. Akşam alaca karanlığında ormandan çıkar ve az ağaçlıklı bölgeler ve dere kenarlarına gelerek beslenir.

çulluk

Çulluklar üreme dönemlerinde çalıların arasına bir çukur kazarlar ve ortalama 4 yumurta yaparlar,kuluçka süresi 20-22 gün sürer.
yavruların uçuş zamanı 4-5 hafta kadar sürer,çulluklar senede bir kez kuluçkaya yatar nedeni ise göçmen oldukları için ikinci bir kuluçkanın göç zamanına yetişmemesidir.
çulluk 2

Pek çok ülkede çulluklar spor olarak avlanır. Özellikle Birleşik Krallık’ta popülerdir. Kuşların hacmi, hızı ve uçuş örnekleri onları meydan okuma atışı yapar. Bu işin av olarak yapılmasında ise, gerekli olan malzemeler:

  • Tüfek: 12 kalibre çifte veya s.poze 60-65 cm, namlulu 4/4 (silindir/silindir) veya 4/3 (silindir/modifed) şoklu olmalı.
  • Fişek: Her iki kalibre için 9-10 numara, saçma ağırlığı olarak 20 kalibre için 25-28 gram; 12 kalibre için ise 32-36 gr. arası. Namludan çıkar çıkmaz dağılan keçe tapa veya bior tapalı ve dispersante fişekler tercih edilir. Ancak ikinci namluya power tapa bir fişek koymak faydalıdır.
  • Köpek: Çulluk avını köpeksiz yapmak çok zordur. Bu iş için başarıları kesinleşmiş olan köpekler şarttır. Cins olarak İngiliz Setter, İngiliz Pointer ve Kurzhaar önerilir. Ancak Epagneul Breton (Britany) küçük boyda olması ve çok süratli arama yapması nedeliyle çulluk avı için son zamanlarda en mükemmel av köpeklerinden biri olmaya başlamıştır.

çulluk kartal